16 Oca 2018

Yeni adresim www.duygusalrotalar.com yayında. Bundan böyle yeni yazılarımla oradayım, beklerim :)






































































































































...

18 Haz 2017

KIYIKÖY

Keşfedilmemiş, fazla bilinmeyen ya da bilinip sadece müdavimlerinin tercih ettiği yerlere gitmeyi çok seviyorum. Trakya'nın gizli cennet köşelerinden Kıyıköy de böyle yerlerden biri olarak uzun zamandır listemdeydi. 3 günlük tatili fırsat bilip Ankara'dan Trakya'ya doğru yol aldık. Bu bölgeye ilk gidişim olduğundan merak içindeydim. Gerçekten hem doğası güzel hem insanı.. Trakyalıların ne kadar neşeli insanlar olduğunu hep duyarız da görmek bir başkaymış. Kaldığımız otelin restoranındaki garsonun, yemek servisini şarkıya eşlik ederek yapması, manastır girişindeki görevlinin ziyaretçileri yöre şarkılarıyla karşılaması ve Pabuçdere'deki kayıkçıların darbuka çalması beni çok eğlendirdi. :) Yaşadığım çevredeki insanların ciddi ve resmi olduğu düşünülürse, cıvıl cıvıl insanların olduğu yerlere bayılıyorum. Yolda bir yer sorduğumuz adamcağızın, bizi akşamki düğüne çağırmasına ne demeli?! :) Düğün okulun bahçesindeymiş, tüm köy gidiyor belli ki. Ahh gitmeyi çok istedim ama o kadar yorgunduk ki gidemedik. Hiç köy düğünü görmemiş biri olarak gözlemlerimi anlatmak isterdim. Bir de Trakya düğünü olunca eğlenceyi düşünemiyorum :) Hoş, otele kadar geliyordu darbuka sesleri.. 

Kıyıköy'ün gezilecek ve görülecek yerlerine geçmeden önce size kaldığımız otelin eşsiz manzarasından bahsedeyim. "Kıyıköy Resort Hotel" Rüzgarlı Tepe'ye kurulmuş, sadece mavi ile yeşilin tonlarını gördüğünüz ve kuş cıvıltılarıyla kurbağa seslerinden oluşan bir senfoni dinlediğiniz nefis bir yer.     

Otel manzarası
otelden..
otelimizin keyifli bahçesi

her sabaha böyle uyanmak..

Kırklareli'nin Vize ilçesine bağlı olan Kıyıköy, tam anlamıyla bir balıkçı kasabası. Antik çağlardaki adı Salmydessus olan bu şirin mi şirin sahil kasabası, Karyalılar tarafından kurulmuş. Halkın geçim kaynağı balıkçılık ve ormancılık. En güzel ve en taze balıkları burada yiyorsunuz. Otelde yediğimiz balıklar da tesadüfen keşfettiğimiz balık restoranındaki balıklar da şahaneydi. 3 gün boyunca muhteşem manzaralar eşliğinde balık dışında bir şey yemedim.


Efsane Restaurant'ın efsane bahçesi

restoran öyle bir araziye kurulmuş ki limanı da görebiliyorsunuz,




-Kazandere ve Pabuçdere


Kıyıköy'ü bir tarafından Kazandere, diğer tarafından ise Pabuçdere çevreliyor. Yani köy bu iki derenin ortasına kurulmuş. Birinci derece sit alanı olan Kazandere, Kıyıköy limanının kıyısından; Pabuçdere ise belediye plajının ucundan denize dökülüyor. Her ikisinin de denize döküldüğü yerlerde kumsallar bulunuyor. Bu derelerde pek çok balık türü yaşıyor. Dere üzerinde sandal, kano ve deniz bisikleti gezintileri oldukça popüler.
  
Liman ve Kazandere
Pabuçdere'nin denize döküldüğü yere tepeden bakış
her köşede nefis manzaralar




Pabuçdere hem doğası hem canlılığı ile o kadar güzel ki.. Etrafında cafeler, piknik alanları, kayıkçılar olan çok huzurlu bir yer, buradan ayrılmayı hiç istemedim doğrusu. 






















-Kıyıköy Limanı


Liman tipik bir Karadeniz limanı havasında, balıkçı tekneleriyle şirin bir yer.



-Aşıklar Tepesi


Her yerde olduğu gibi burada da bir Aşıklar Tepesi var. En güzel manzaraların izlenebildiği yerlerin adı hep Aşıklar Tepesi :) Kıyıköy'ü tepeden izleyebilmek için en güzel yerlerden biri.


bir tarafım mavi, diğer tarafım yeşil.. benden mutlusu yok :)




-Kıyıköy Kalesi ve Surlar


Köye girişte ilk dikkatinizi çeken şey 6. yy. da yapılmış kırmızı tuğlalı surlar oluyor. Sadece iki tane saray kapısı ve yanında 6 metreye kadar yükselen surlar günümüze kadar ayakta kalabilmiş. Yol üzerindeki bu kapılar, köye eski çağlardan kalma bir hava veriyor. 





-Aya Nikola Manastırı


Dünyanın en eski taş oyma manastırı olan Aya Nikola, Kıyıköy'ün 800 m. güneybatısında, Pabuçdere kıyısında bulunuyor. M.S. 527-565 tarihlerinde İmparator 6. Justinyen tarafından yapılmış. Kayalara oyularak yapılan manastırın zemin katı ayazma ve şapelden oluşuyor, üst bölümünde ise keşiş odaları yer alıyor. Keşişlerin gözden uzak hayat geçirdikleri, kendi ürettikleriyle geçindikleri bu manastır, şifa arayanların uğrak yeri olmuş. Kapadokya'da bulunan manastırlarla benzerlikler taşıyor. Burası da pek korunamamış.










-Kıyıköy Mağarası


Kıyıköy'e 2 km kala sağdaki yamaçta gördüğümüz bu mağara, vadi tabanının 25 m. yüksekliğinde yer alıyor. Mağaranın içinde kırmızı ve kahverengi kelebekler ile yarasalar yaşıyormuş. Biz uzaktan bakmakla yetindik. 



-Kasatura Tabiat Koruma Bölgesi


329 hektar büyüklüğündeki bu tabiat alanı, Kıyıköy Orman İşletme Şefliği sınırları içinde yer alıyor. 1988 yılında Tabiat Koruma Alanı ilan edilmiş. Doğal hayatın devamlılığı açısından özel bir bölge olup Trakya'nın tek doğal yaşlı Karaçam orman alanı olması açısından da önemli bir bölge. Zengin bir kıyı-kumul ekosistemini içinde barındırmasıyla Akdeniz foklarının yaşamasına elverişli bir bölge olduğu tespit edilmiş.

ormanda duyduğum tek ses, çeşit çeşit kuşların cıvıltılarından oluşan bir orkestraydı adeta..




deniz göründü
bu nasıl bir güzellik..

 'mor çiçekli orman gülü' 





-Kastro / Çamlıköy Tabiat Parkı 


Kıyıköy'e 15 km uzaklıktaki bu tabiat parkı gerçekten görülmeye değer bir yer. Tekirdağ'ın Saray ilçesine bağlı Çamlıköy'ün Karadeniz kıyısındaki uzun bir sahil şeridi burası. Uzun kumsalı, plajı ama en çok da denize dökülen Bahçeköy deresi ile muhteşem manzaralara sahip olan bu bölgede hem deniz, hem dere hem de göl görebiliyorsunuz. 





uykuda iki ördekcik..